Ekrem Çulfa Website Konuşmacı Tv Konuk Medya Yazar Aile Evlilik Çift Danışmanı Yaşam Koçu Öğrenci Koçu Tavsiye Öneri Teşekkür Şikayet Teklif Adres Telefon Kroki Seda T. İstanbul Esenler Fotoğrafçı – Armut.com
![]()
Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra Kara 05557493919
busra.kara@icloud.com
TEDAVİ MOTİVASYONU
03/11/2020 TEDAVİ MOTİVASYONUMotive olmak, bir şeyler yapmak için
harekete geçmek anlamına gelmektedir. Motivasyon psikolojik tedavilerde anahtar
bir faktör olarak kabul edilmektedir. Çeşitli klinik alanlarda yapılan klinik
izlenim ve araştırmalar, bir kişinin tedavi müdahalelerine başvurmaya ve
müdahale etmeye hazır olmasının önemini kabul etmektedir. Motivasyonun
tedavinin etki etmesini ve davranış değişikliğini etkilediği varsayılmaktadır.
Motivasyon eksikliği hastanın tedaviden ayrılması, tedavi, nüks ve diğer
olumsuz tedavi sonuçlarına uymamak için en sık belirtilen nedenlerinden biridir. Hastaların motivasyonunun belirli bir
terapötik müdahalenin seçimi için önemi kabul edilmekte ve bu, tedavi
motivasyonunun arttırılması hakkındaki geniş literatürde yansıtılmaktadır.
Motivasyonun doğası ve tedaviye başvurma ve tedavide yer alma sürecindeki rolü
ve sürekli davranış değişikliği hakkındaki sonuçlar zaman zaman tutarsız
olabilmektedir. Bunun nedenleri motivasyonun tanımlanması ve ölçülmesinden
kaynaklanmaktadır. Motivasyonu belirli davranışların olasılığı olarak
tanımlamaktadır. Bir kişinin belirli bir değişim stratejisine girme, devam etme
ve bu stratejiye bağlı kalması olasılığıdır. Bazı yazarlar motivasyon açısından
döngüsellik riskini vurgulamaktadırlar. Bandura, niyetin eylemden
çıkarılamayacağına dikkat çekmektedir. Aksi takdirde, aynı olayın hem sebep hem
de sonuç kanıtı olarak alındığı döngüsel bir açıklama sağlamaktadır. Bunun
yerine, niyetin, düzenlediği davranıştan bağımsız olarak tanımlanması gerekmektedir.
Gossop (1972) motivasyon tanımının çok küresel olduğunu ve teorik olarak
deneysel değere sahip olmayacağını savunmaktadır. Geçtiğimiz yirmi yıl içinde
madde kötüye kullanımı alanında motivasyon üzerine çalışma ve yaklaşımların
çoğaldığına tanıklık edilmektedir. Kavramsal modeller içsel ve dışsal olmak
üzere iki özel motivasyon formuyla sınırlandırılmaktadır. De Leon ve
arkadaşlarının (2001) tanımlarıyla, içsel motivasyon bireyin içinden ortaya
çıkan değişimin baskısıdır. Dışsal motivasyon ise dış baskılar ya da baskıya
zorlama ya da tedaviye girme ve tedavide kalma algısıdır. Araştırmalar, motivasyonu aşamalı olarak
kavramsallaştırmaya ve potansiyel olarak bir kişinin düzeyini, motivasyon
kaynağını, değişim ve tedaviye hazır olup olmadığını daha iyi ölçebilecek ölçüm
geliştirmeye odaklanmaktadır. Tedavi için motivasyonun eşit derecede
yeniden kavramsallaştırılmasının büyümesi için motivasyonal görüşme ile temel
oluşturulmaktadır. Motivasyonel görüşme, hasta kararsızlığının araştırılması ve
azaltılması yoluyla davranış değişikliği için içsel motivasyonu arttırmak üzere
tasarlanmış kısa bir müdahaledir. Çoğu hasta içsel veya dışsal baskılara
veya bunların bir karışımına bağlı olarak değişme motivasyon düzeyini göstermektedir.
Tedavi motivasyonunun, Terapötik Toplum Araştırmaları Merkezi ve Teksas
Christian Üniversitesindeki Davranışsal Araştırma Enstitüsü'nün aşamaları
olarak tam bir görünümü, değişim / tedavi motivasyonu ile değişim / tedaviye
hazır olma arasındaki ayrımı kabul etmektedir. Her iki formülasyon da
bireylerin tedavi ve iyileşme için bilişsel hazır olma durumlarını göz önünde
bulundurmakta, tedavi arama davranışını ve sorunlar için tedaviye girmeyi
açıklamaya çalışmaktadır. Tedavide erken dönemde motivasyonel
sorunların ele alınması, katılımı başlatma ve sürdürme olasılığını en üst
düzeye çıkarma potansiyeline sahip olmaktadır. De Leon’un (1996) modelinde
motivasyon, hazır olma, dışsal koşullar ve uygunluk ile açıklanmaktadır.
Motivasyon, bireyin değişim ihtiyacı ve içsel değişim nedenleri hakkındaki
farkındalığını yansıtmaktadır. Bir kişinin dışsal baskıları içeren mevcut
koşulları, tedaviye girme ve tedaviden çıkma kararını etkileyebilmektedir.
Tedavi ihtiyaçları ve motivasyon modeli, motivasyonun problem tanımadan, yardım
isteğinden tedaviye hazırlığa kadar bir süreklilik boyunca var olduğunu
göstermektedir. Problem tanıma, bireyin madde kullanımının kişisel problemler
ve yaşam problemlerine neden olduğunun farkına varması ile karakterizedir.
Yardım isteği, sorunu çözmek için yardıma ihtiyaç duyulan ve ifade edilen
bilişsel durumu temsil etmektedir. Sonuç olarak, tedaviye hazırlık, bireyin
tedaviyi iyileşmenin en iyi yolu olarak görmesi ve kabul etmesi için bilişsel
olarak hazırlanmasının ve bir tedavi programıyla gerçek etkileşime giden bir
basamak olması ile son bulmaktadır. Uzm. Klinik Psk. Hatice Büşra KARAbusra.kara@icloud.com KAYNAKÇA Bandura, A. (1986). Social foundations
of thought and action: A social cognitive theory. Englewood Cliffs, NJ:
Prentice–Hall. De Leon, G. (1996). Integrative
recovery: A stage paradigm. Substance Abuse 17:51–63. De Leon, G., Melnick, G., Tims, F. M.
(2001). The role of motivation and readiness in treatment and recovery. In:
Tims CGLFM, Platt JJ, editors. Relapse and recovery in addictions. London: Yale
University Press. pp 143–171. Prochaska, J. O., DiClemente, C. C.
(1983). Stages and processes of self-change of smoking: Toward an integrative
model of change. Journal of Consulting and Clinical Psychology 51:390–395. Ryan, R. M. (1995). Psychological needs
and the facilitation of integrative processes. Journal of Personality, 63,
397–427. Miller, W. R., Rollnick, S. (1991).
Motivational interviewing: Preparing people to change addictive behaviour. New
York: Guilford Press. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BİR İLİŞKİDE SÜREKLİ KENDİ İSTEDİĞİNİ YAPTIRMAK İSTEYEN BİRİYLE NASIL BAŞ EDİLEBİLİR? - 09/06/2022 |
İletişimde ve ilişkilerde en büyük problemlerden biri de bir tarafın sürekli kendini haklı görmesi ve sürekli her istediğini yaptırmaya çalışmasıdır. |
İLİŞKİLERDE KURTARICI ROLE SAHİP OLMAK - 30/05/2022 |
Kurtarıcı olmak senin kendi sorumluluğunda olmamasına rağmen karşıdakinin her şeyiyle ilgili kendini sorumlu hissetmen yada onun sana bunu yüklemesidir. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM - 25/04/2022 |
Çocukların kendi fiziksel özellikleri hakkında bilgi vermek, karşı cinsten hangi açılardan farklı olduğunu aktarmak, iyi ve kötü dokunuşları ayırt edebilmesini öğretmek gerekir. |
SUÇLULUK DUYGUSU - 07/04/2022 |
Eğer ortada bir hata varsa, suç işlendiyse veya haksızlık yapıldıysa o zaman yaşanan suçluluk duygusu çok insani ve olması gereken bir duygudur. Suçluluk duygusu olaya bağlı olarak yeri ve zamanında yaşandığında zararlı bir duygu olmamaktadır. |
HAYIR DİYEMEMEK NASIL İLETİŞİM VE İLİŞKİ SORUNLARI YARATIR? - 25/03/2022 |
Bir insan karşısındaki kişiye hayır diyemiyorsa öncelikle neden hayır diyemediğini bulması gerekmektedir. Bu durumda ya bir beklenti vardır ya da o kişiyle ilgili korkup kaygılanılan bir şey vardır. |
İNSANLARIN BİRBİRİNE BENZEYEN VE İSTENMEYEN KİŞİLERİ DÖNGÜ OLARAK HAYATINA ÇEKMESİNİN NEDENLERİ - 18/02/2022 |
İlişkilerde her zaman bir denge olmalı, bazen biri idare ederken bazen de diğeri idare etmelidir. Bir ilişkide sürekli aynı kişi alttan alıyorsa veya idare ediyorsa orada bir sorun var demektir. |
İLİŞKİDE DEĞERSİZ HİSSETMEYE NEDEN OLAN DAVRANIŞLAR - 11/02/2022 |
Değersizlik duygusunu her insan hissedebilmektedir. Bunun cinsiyet, yaş, sosyoekonomik durum vs. gibi etkenleri bulunmamaktadır. |
BİLİŞSEL ÇARPITMALAR - 21/01/2022 |
Bilişsel çarpıtmalar, bireyin duygularını ve bununla bağlantılı fizyolojik ve davranışsal tepkilerini etkileyen, herhangi bir durum değil, o duruma ilişkin kişinin yaptığı yorumlardır. |
EKONOMİK KRİZ VE İNSANLARA ETKİLERİ - 16/01/2022 |
Ekonomide yaşanan krizlerin toplumlar üzerindeki temel sosyoekonomik etkileri gelirin azalması, işsizlik ve bunların sonucu olarak yaşam standartlarının olumsuz yönde değişmesi,sosyal sınıflar arasındaki gelir eşitsizliğinin ve yoksulluğun artmasıdır |
![]() |