Ekrem Çulfa Website Konuşmacı Tv Konuk Medya Yazar Aile Evlilik Çift Danışmanı Yaşam Koçu Öğrenci Koçu Tavsiye Öneri Teşekkür Şikayet Teklif Adres Telefon Kroki Seda T. İstanbul Esenler Fotoğrafçı – Armut.com
![]()
Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra Kara 05557493919
busra.kara@icloud.com
ALKOL BAĞIMLILIĞI
20/11/2020
Alkol
küresel öneme sahip gerçek bir sosyal olguyu temsil eden, en yaygın olarak
kullanılan bağımlılık yapıcı maddedir. Alkol kullanımı karmaşık bir sosyal
etkiye sahip olmakla birlikte birden fazla organik ve psikiyatrik sonuçları
oluşturmaktadır. Alkolizmin dayattığı sosyal damgalamanın ötesinde, kökleri
eski zamanlardan kalma insanlık bilincine dayanmaktadır. Alkolizm kavramını
1930’un ortalarında bir bozukluk olarak nitelendirilmiş ve böylece tedavi için
bir model geliştirilmiştir. Alkolizm bir maladaptif bir sendrom olarak ayırt
edilmekte, öngörülebilir bir doğal evrim olmadan bir bozukluktan daha fazla
klinik formları bulunmaktadır. Prelipceanu (2011) alkoliklerin davranışlarının
evriminin her zaman durabileceğini ve aynı zamanda beklenmedik bir şekilde
devam edebileceğini belirtmektedir. Kişinin
alkol kullanımı konusunda engellenemez bir istek duyması ve zaman içinde
kullandığı alkol miktarının artması ve bu kullanımın çeşitli fiziksel ve
psikolojik sorunlara yol açması; alkol kullanılmadığında çeşitli fiziksel ve
psikolojik yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması, kullanıma bağlı sosyal
ilişkilerinde bozulmalar yaşaması ve bu sorunlara rağmen kullanıma devam etmesi
alkol bağımlılığı olarak tanımlanmaktadır. Dünya
Sağlık Örgütü alkol bağımlılığını “alışılmadık bir şekilde uzun süren alkol
kullanan bir hasta” olarak tanımlamaktadır. Psikolojik, bedensel ve sosyal
sağlık buna bağlı olarak bozulmakta, ancak kendini durumunu değerlendirememekte
ve kendini durduramamaktadır. Alkol almak için kendilerini durduramamakta ve
tedavi edilmeleri gerekmektedir. Alkol bağımlılığı Amerikan Psikiyatri Derneği
sınıflamasında “Madde Bağımlılığı” başlığı altında ayrı bir bölüm olarak ele
alınmaktadır. Birçok kişi alkol içmekten zevk almakta ama bazı insanlar içmek
için son derece motive olmakta ve aşırıya kaçmaktadırlar. Aşırı alkol tüketimi
ciddi bir sağlık sorunudur. Bu aşırı tüketim, hastalık ve yaralanma, suç ve
kamu bozukluğu, iş yerinde verimlilik kaybı ve kişisel acının önemli bir
nedenidir (Alcohol Concern 2002; Heather 2001). Aşırı tüketenler, bu tüketimin
olumsuz sonuçlarını tanımak ve bunları değiştirmek istemektedirler, fakat bunu
yapmak onlar için çok zor olmaktadır. Kişiye yerleşmiş olan içme alışkanlığının
değiştirilmesi oldukça fazla bir çaba ve bağlılık gerektirir. Tüketimde
azaltmalar başarıldıktan sonra bile insanların eski alışkanlıklarına devam
etmeleri oldukça yaygındır (Whitworth ve ark. 1996). Buna karşın, bazı aşırı
içenler tüketimi azaltmakta ve bunu koruyabilmektedirler. Bu nedenle, başarılı
bir şekilde içmeyi azaltan aşırı tüketicilerin, bunu yapamayanlardan
özelliklerini ayırt etmek mümkün olmaktadır. Mısır,
Yunan ve Roma uygarlıkları dahil olmak üzere birçok eski uygarlık alkolü yoğun
ve aşırı bir şekilde tüketmiştir. Alkolün aşırı tüketiminden kaynaklanan
sorunlar neredeyse ilk kullanılmaya başlanmasından beri görülmüştür. M.Ö. 6.
Yüzyılda Pers Kralı Cambyses alkol bağımlılığı konusunda kayıtlara geçen ilk
kişi olduğu söylenmektedir. Alkol
kullanımı ve bağımlılığı Amerika’nın önde gelen problemlerinden biridir ve
aşırı alkol tüketimini; kullanıcıların, ailelerinin ve sosyal çevresindeki
kişilerin yaşamları üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle psikiyatrik bozukluklar
arasında en zarar verici olanlar arasındadır. 2003 yılında 12 yaş ve üstü
Amerikalıların %22’si kısa dönemde aşırı alkol aldıklarını bildirmiştir ve %6,8’inin
ağır içici olduğu bulunmuştur (Substance Abuse and Mental Health Services
Administration, 2004). Yeni Ulusal Eş zamanlı Hastalık Araştırması Tekrarlama
çalışmasına göre ABD’de alkol kullanımı yaygınlığı %13,4’tür (Kessler Chiu ve
diğerleri, 2005). Aşırı
alkol kullanımının olası kullanıcının kendisinde, sevdiklerinde ve toplumda
yarattığı zararlı etkiler çok çeşitlidir. Ağır içicilik; yaralanma eğilimi evlilikte
geçimsizlik (ve partner şiddetine maruz kalma ile bağlantılıdır. Alkol
bağımlılığı olan ortalama bir insanın ömrü, alkol bağımlılığı olmayan bir
insana göre yaklaşık 12 yıl daha kısadır. Alkol sorun çözme gibi bilişsel
görevlerdeki başarımı belirgin olarak düşürür ve görev ne kadar karmaşıksa
bozulma da o kadar fazladır. Beyinde büzüşme gibi organik hasarlar alkol
bağımlılığı olanlarda, özellikle de ayık geçirilen belirli dönemlerden sonra
alkol kullananlarda (Hunt, 1993) büyük oranlarda görülür. Bir çalışmaya göre, 2004
yılında uyuşturucu kullanımı ya da bağımlılığı nedeniyle acil servise gelen 1,3
milyon vakanın %8’inde hastalar 21 yaş altındadır ve servise gelme nedeni alkol
kullanımıdır (USDHHS, 2006). Alkol
kullananların %37’sinden fazlasında en az bir eş zamanlı zihinsel bozukluk
görülür. Alkolizmle senkronize görülen zihinsel bozukluklarda depresyonun ön
plana çıkıyor olması, alkolün bir depresan olduğu düşünüldüğünde şaşırtıcı
değildir. Alkol bağımlılığı yaşayan çoğu bireyin intihar girişiminde bulunması
da olağan bir durum olarak görülmüştür. Aşırı içki kullanımı, kullanıcıların
kendi yaşamlarında yarattıkları ciddi problemlere ek olarak, başka bireyler
içinde önemli güçlükler doğurur. Alkol kullanımıyla birlikte sıklıkla kişilik
bozuklukları da görülür. Grant, Stinson ve diğerleri (2004) alkol bağımlılığı
olan kişilerin %28,6’sında en az bir kişilik bozukluğu olduğunu bildirmiştir. Alkolle
birlikte ortaya çıkan sorunlar hem dengesiz hem de iniş çıkışlı olabilir. Yapılan
bir anket çalışmasında, bazı alkol bağımlılarının yeniden içmeye başlamadan
önce alkolden uzun bir süre uzak kalabildiğini gösteriyor. Ankete katılan ve
çoğu alkol bağımlısı olan 600 kişinin yarısından fazlası yani %56’lık bir kısmı
3 ay süren uzak durma dönemleri yaşamıştır ve %16’sı da 5 yıl boyunca alkolden
uzak durabildiğini bildirmiştir (Schuckit, Tipp ve diğerleri, 1997). Bu nedenle
de alkol kullanımı ve bağımlılığında görülen gidişatın farklılıklar
sergileyebileceği, hatta düzelme dönemlerini içerebileceğini unutulmaması
gereken bir noktadır. KAYNAKÇA Alcohol Concern (2002). State of the
nation, 2002. Retrieved April 11, 2006, from http://www.alcoholconcern.org.uk/servlets/doc/154 Grant, B. F., Stinson, F. S., Dawson, D.
A., Chou, S. P., Dufour, M. C., Compton, W., Pickering, R. P. & Kaplan, K.
(2004). Prevalence and co-occurrence of substance use disorders and independent
mood and anxiety disorders: Results from the National Epidemiologic Survey on
Alcohol and Related Conditions. Archives of General Psychiatry, 61(8), 807–816. Hunt, W. A. (1993). Are binge
drinkers more at risk of developing brain Kessler, R. C., Chiu, W. T., Demler, O.,
&Walters, E. E. (2005). Prevalence, severity, and comorbidity of 12-month
DSM-IV disorders in the National Comorbidity Survey Replication. Arch. Gen.
Psychiat., 62, 617-627. Prelipceanu, D. (2011). Psihiatrie
Clinică., Bucharest: Ed. Medicală. Schuckit, M. A., Tipp, J. E., Smith, T. L., Bucholz, K. K.
(1997). Periods of abstinence following the onset of alcohol dependence in 1853
men and women. J. Stud Alcohol, 58, 581-589. Substance Abuse and Mental Health Services Administration.
Office of Applied Studies. (2004). Results from the 2003 National Survey on
Drug Use and Health. U.S Deparment of Health and Human Services (USDHHS). (1997).
National household suvery on drug abuse: Main findings 1995. Washington, DC:
USDHHS. Whitworth, A. B., Fischer, F., Lesch, O.
M., Nimmerrichter, A., Oberbauer, H., Platz, T., Potgieter, A., Walter, H.,
Fleischhacker, W. W. (1996) Comparison of acamprosate and placebo in long-term
treatment of alcohol dependence. Lancet 347:1438–1442 Uzman Klinik Psikolog
Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BİR İLİŞKİDE SÜREKLİ KENDİ İSTEDİĞİNİ YAPTIRMAK İSTEYEN BİRİYLE NASIL BAŞ EDİLEBİLİR? - 09/06/2022 |
İletişimde ve ilişkilerde en büyük problemlerden biri de bir tarafın sürekli kendini haklı görmesi ve sürekli her istediğini yaptırmaya çalışmasıdır. |
İLİŞKİLERDE KURTARICI ROLE SAHİP OLMAK - 30/05/2022 |
Kurtarıcı olmak senin kendi sorumluluğunda olmamasına rağmen karşıdakinin her şeyiyle ilgili kendini sorumlu hissetmen yada onun sana bunu yüklemesidir. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM - 25/04/2022 |
Çocukların kendi fiziksel özellikleri hakkında bilgi vermek, karşı cinsten hangi açılardan farklı olduğunu aktarmak, iyi ve kötü dokunuşları ayırt edebilmesini öğretmek gerekir. |
SUÇLULUK DUYGUSU - 07/04/2022 |
Eğer ortada bir hata varsa, suç işlendiyse veya haksızlık yapıldıysa o zaman yaşanan suçluluk duygusu çok insani ve olması gereken bir duygudur. Suçluluk duygusu olaya bağlı olarak yeri ve zamanında yaşandığında zararlı bir duygu olmamaktadır. |
HAYIR DİYEMEMEK NASIL İLETİŞİM VE İLİŞKİ SORUNLARI YARATIR? - 25/03/2022 |
Bir insan karşısındaki kişiye hayır diyemiyorsa öncelikle neden hayır diyemediğini bulması gerekmektedir. Bu durumda ya bir beklenti vardır ya da o kişiyle ilgili korkup kaygılanılan bir şey vardır. |
İNSANLARIN BİRBİRİNE BENZEYEN VE İSTENMEYEN KİŞİLERİ DÖNGÜ OLARAK HAYATINA ÇEKMESİNİN NEDENLERİ - 18/02/2022 |
İlişkilerde her zaman bir denge olmalı, bazen biri idare ederken bazen de diğeri idare etmelidir. Bir ilişkide sürekli aynı kişi alttan alıyorsa veya idare ediyorsa orada bir sorun var demektir. |
İLİŞKİDE DEĞERSİZ HİSSETMEYE NEDEN OLAN DAVRANIŞLAR - 11/02/2022 |
Değersizlik duygusunu her insan hissedebilmektedir. Bunun cinsiyet, yaş, sosyoekonomik durum vs. gibi etkenleri bulunmamaktadır. |
BİLİŞSEL ÇARPITMALAR - 21/01/2022 |
Bilişsel çarpıtmalar, bireyin duygularını ve bununla bağlantılı fizyolojik ve davranışsal tepkilerini etkileyen, herhangi bir durum değil, o duruma ilişkin kişinin yaptığı yorumlardır. |
EKONOMİK KRİZ VE İNSANLARA ETKİLERİ - 16/01/2022 |
Ekonomide yaşanan krizlerin toplumlar üzerindeki temel sosyoekonomik etkileri gelirin azalması, işsizlik ve bunların sonucu olarak yaşam standartlarının olumsuz yönde değişmesi,sosyal sınıflar arasındaki gelir eşitsizliğinin ve yoksulluğun artmasıdır |
![]() |